İNFLAMATUVAR BAĞIRSAK HASTALIĞI ÜLSERATİF KOLİT

İnflamatuar bağırsak hastalıkları denince akla crohn hastalığı ve ülseratif kolit gelir. Bu iki hastalık birbirinden hem yakınmalar hem de bağırsak tutulumları açısından farklılık gösterirler.

Ülseratif kolit, kalın bağırsakla sınırlı kalıp, arada sağlam bağırsak yüzeyi bırakmadan yaygın tutulum gösterir. Crohn hastalığı ağızdan anüse kadar tüm sindirim sistemi iç yüzeyini tutabilir. Her iki hastalık da, ani alevlenme ve iyileşme dönemleriyle seyreder.

Bu hastalıklar birçok sindirim sistemi dışı yakınmalara da sebep oldukları için sistemik yani tüm vücudu ilgilendiren hastalıklar olarak kabul edilir.

Kalın Bağırsağın Hastalığı: Ülseratif Kolit

Ülseratif kolit, en basit şekilde, “kalın bağırsağın iç yüzünü döşeyen tabakanın ödemli, ülserli ve iltihaplı hastalığı” olarak tanımlanıyor. Lezyon, yani yaralar, tipik olarak yüzde 95 olguda bağırsağın son bölümü olan rektumdan başlıyor ve kalın bağırsağın başlangıcına doğru yayılıyor.

Tutulum devamlılık gösterdiğinden, hastalığın başladığı ve bittiği yer arasında sağlam bölge bulunmuyor. Hastalar arasında, yüzde 80 olguda sadece rektum veya “rektosigmoid bölge” yani kalın bağırsağın sol kısmında tutulum görülüyor.

Ülseratif kolit, bağırsağın tutulum yerine göre farklı isimler de alıyor. Sadece rektumun tutulması “ülseratif proktit”, sadece rektum ve sigmoid kolon tutulmasıysa “distal tutulumlu ülseratif kolit” olarak adlandırılıyor.

Hastalık, dalak köşesine kadar olan bölge tutulursa ”sol kolon tutulumlu”, çekuma (kalın bağırsağın sol yarısı) kadar olan tüm kalın bağırsak tutulursa “pankolit veya yaygın tutulumlu ülseratif kolit” şeklinde tanımlanıyor.

Tüm Sistemi Etkileyebiliyor: Crohn Hastalığı

Crohn hastalığı en basit şekilde, “yemek borusu, mide, ince ve kalın bağırsaklardaki bir veya birkaç bölümü tutabilen, tutulan bölümde kalınlaşma ve ülserlere yol açan bir inflamatuar bağırsak hastalığı olarak tanımlanıyor. crohn hastalığı adını 1932 yılında onu ilk olarak tanımlayan Dr. Burril Crohn’dan alıyor.

Crohn hastalığı tipik olarak, ince bağırsağın son kısmı veya kalın bağırsağı tutsa da, ağızdan anüse kadar, genellikle parçalı tarzda, tüm sindirim sistemini etkileyebiliyor. Hastalık nedeniyle, anüs bölgesinde “fissür” adı verilen çatlaklar ve “fistül” olarak isimlendirilen iltihap akan delikler de sıklıkla görülebiliyor. Hastalık, iyileşmeler ve alevlenmelerle seyrediyor.

Alevlenme döneminde, genellikle daha önce tutulmamış bağırsak bölümlerinin tutulumu gözleniyor. Bazen tutuluma yakın bölgelerdeki lenf bezleri de hastalıktan etkilenebiliyor. Hastalıklı bölgeler birkaç santimetre uzunlukta olabileceği gibi bir metreyi aşan uzunlukta da olabiliyor.

Tutuluma bağlı gelişen kalınlaşmalar, hastalığın olduğu bölgede bağırsak kanalının darlaşmasına yol açabiliyor.

Crohn Hastalığının Belirtileri Nelerdir?

Crohn hastalığı tutulan bölgeye göre hastalarda çok değişik bulgulara yol açabiliyor. En sık gözlenen belirtiler, karın ağrısı ve ishal.

Karın ağrısı genellikle yemek sonrasında, göbek çevresi veya göbek altı bölgesinde hissediliyor. Bağırsakta ciddi derecede daralmanın oluştuğu hastalarda karında şişkinlik, ağrı, kusma, kabızlık görülebiliyor.

Kalın bağırsağın tutulduğu hastalarda dışkıyla kan gelmesi de sıklıkla rastlanan bir bulgu.

Crohn hastalığı’nın aktif döneminde, hastalar yorgunluk, halsizlik hissederken ateşleri yükselebiliyor, istemsiz kilo kaybediyorlar. İştahsızlık, kilo kaybı, çocuklarda gelişme geriliği ve açıklanamayan ateş diğer görülebilecek belirtiler.

Anal bölge tutulumunda anüs çevresinde çatlak, iltihaplı akıntı yapan fistüller, apseler hastalığın diğer bulgularından. Bazen bu şikâyetler karın ağrısı ve ishal olmadan da görülebiliyor.

İki Hastalığın da Nedenleri Tam Olarak Bilinmiyor

Ülseratif kolit ve crohn hastalıklarına nelerin yol açtığı tam olarak bilinmiyor; ancak, genetik ve çevresel faktörlerin birlikte rol oynadığı düşünülüyor.

Ailesinde ülseratif kolit veya crohn hastası bulunan bir çocukta bu hastalığın görülme ihtimali, sağlıklı ailelerin çocuklarına göre daha fazla. Çevresel faktörler arasındaysa sigara ve alkol tüketiminin – özellikle ülseratif kolitte- oldukça etkili olduğu tahmin ediliyor.

Gıdalarla alınan çeşitli maddeler, bakteri, bakteri toksinleri, virüsler, hastalığın ortaya çıkmasında rol oynayabiliyor. Ayrıca aspirin, antibiyotik, bazı ağrı kesiciler ve doğum kontrol hapları hastalığın daha da şiddetlenmesine yol açabiliyor.

Stres hastalığın bazen şiddetlenmesine neden olsa da crohn hastalığı ile ülseratif kolit oluşumuna sıkıntı ve üzüntünün neden olduğunu gösterecek kesin veriler bulunmuyor.

Ancak doğal olarak sıkıntılı, depresif bir kişinin hastalığın bulgularıyla başa çıkabilmesi daha zor; hastalığın yarattığı düşkünlük hali, sık sık tuvalete gitme gereksinimi ve karın ağrıları da kişinin kendini daha sıkıntılı, dayanıksız hissetmesine yol açabiliyor. Bu sebeple stres ve üzüntü hastalığın nedeni değil, sonucu gibi görülüyor.

Henüz bu hastalıkların oluşumuna dair, sorumlu hiçbir gıda maddesi veya mikroorganizma tespit edilmemiş. Ancak bazı enfeksiyonların, kalın bağırsakta bağışıklık sistemi hücrelerinin aşırı reaksiyon göstermesine sebep olarak ülseratif kolitin meydana gelmesinde etkili olduğu düşünüyor.

Ayrıca kirli su ya da çiğ sebze ve meyve ile oluşan bazı bağırsak enfeksiyonlarında ülseratif kolitli hastadaki şikâyetlere benzer belirtiler olabiliyor.

İnflamatuar Bağırsak Hastalıklarının Diğer Sistemlerle İlişkisi

Ülseratif kolit ve crohn hastalığı aslında temel olarak sindirim sistemini ilgilendiren hastalıklar. Ancak bu hastalıklarla bağlantısı olan iskelet, eklem, cilt, göz ve damar gibi sistem ve organlarda da bunlara bağlı bazı bulgular ortaya çıkabiliyor. Bu bulgular Ekstraintestinal Belirtiler (EİB) olarak tanımlanıyor.

Bu bulgular hastalığın aktif haliyle ilişkili olabileceği gibi bu durumdan tamamen bağımsız da ortaya çıkabiliyor. Hatta, örneğin hastalıklı bölgenin ortadan kaldırılması bile bu bulguları etkilemeyebiliyor.

Ülseratif kolit ve crohn hastalığının diğer sistem ve organlara olan etkilerini aşağıdaki gibi özetlemek mümkün:

Gözler

İnflamatuar bağırsak hastalığında gözlerle ilgili şikâyetlere hastaların yüzde 5 ile 8’inde rastlanıyor. Hastalar, genellikle gözde yabancı cisim hissi, ağrı, ışığa duyarlılık, görme azalması şikâyetleriyle doktora başvuruyorlar. Gözün dış tabakasının iltihaplanması veya göz merceğini kaplayan tabakada iltihaplanma, gözle ilgili başlıca rahatsızlıklar arasında sayılıyor.

Cilt

Ciltte en sık görülen problem, özellikle diz altlarındaki bölgelerde ağrılı kırmızı şişlikler oluyor. Bunları cilt yüzeyinden kabarık, duyarlı, kırmızı renkte, birkaç cm boyutunda, günler içinde rengi solan, kahverengiye dönerek kaybolan cilt lezyonu olarak tanımlamak mümkün.

Nadiren ayak bileği yakınında ülserler, yani yaralar da oluşabiliyor. Bu, çocuklarda en sık görülen şikâyetlerin başında geliyor ve hastalığın aktifliğiyle yakından ilişkili. Cilt sorunları genellikle eklem bulguları ile birliktelik gösteriyor.

Ayrıca ciltte “pyoderma gangrenosum” olarak tanımlanan ve ülseratif kolitte crohn hastalığına göre çok daha sık olarak görülen bazı yaralara da rastlanabiliyor. Bu yaralar travmaya açık bölgelerde, alt bacak, yüz, dudak ve ağızda daha sık gelişiyor.

Eklemler

İnflamatuar bağırsak hastalıklarında diğer sistemlerle ilgili belirtilerin ilk sırasında eklem sorunları ve artrit geliyor. En sık diz, dirsek, ayak bileği, kalça tutuluyor. Birden fazla eklem de sorundan etkilenebiliyor ve tutulan eklemler ağrılı bir görünüm sergiliyor.

Eklem şikâyetleri genellikle genç erişkinlerde görülüyor. Artrit şikâyetlerinin hastanın cinsiyet ve yaşıyla bir ilgisi bulunmasa da, hastalığın aktif olma durumuyla yakından ilişkisi bulunuyor.

“Çomak parmak” ya da diğer adıyla “Clubbing” de, crohn hastalığıyla daha fazla birliktelik gösteren bir eklem sorunu olarak ortaya çıkıyor. Kendisini el ve ayak parmaklarının uç bölgelerinde oluşan ağrısız bir şekil bozukluğu olarak gösteriyor.

Ağız

İnflamatuar bağırsak hastalıklarında ağızda sıklıkla normal kişilerde de ortaya çıkan beyaz renkli küçük yaralar, yani aftlar görülebiliyor. Bunlar en sık rastlanan bulguların başında geliyor; dilde, yumuşak damakta, yanak mukozasında görülüyor. Crohn hastalığında aftlara daha sık rastlandığını belirtmekte de fayda var.

İdrar Yolları

İdrar yolları sorunları arasında ilk sırada idrar yolu taşları, idrar yolu tıkanıklıkları ve fistül oluşumu geliyor. Böbrek taşı crohn hastalığında yüzde 6 – 18 gibi yüksek sıklıkta, özellikle “İleal Hastalığı” olan ya da bu bölgesi ameliyatla alınmış olgularda daha sık görülüyor. Ülseratif kolit olgularındaysa böbrek taşına rastlanma sıklığı yaklaşık yüzde 2 ile 3 arasında değişiyor.

Hamilelikte Crohn & Kolit

İnflamatuar Bağırsak Hastaları (İBH) Çocuk Sahibi Olabilir Mi?

Evet, inflamatuar bağırsak hastaları yani “İBH” olan kişiler bebek sahibi olabilir. Ancak bebek sahibi olmak isteyen İBH hastaları, bu kararı hastalığın aktif olmadığı dönemlerde almalılar. Tabii, her ne kadar hastalığın aktif olduğu dönemlerde doğurganlığın azaldığı bilinse de hamile kalmak mümkün. Ancak böyle bir durumda oluşan plansız hamileliklerin hekim kontrolü altında olmasına dikkat edilmeli.

BH hastalarının kullandığı ilaçlara bağlı olarak; hastalık kişide pasif duruma geçebilir. Fakat bu süreçte kullanılan ilaçların plansız bir hamilelikte zarar verici yan etkileri de olabilir. Bu nedenle İBH hastalığı tedavisinde hamile kalmak isteyen kişiler ya da plansız bir hamilelik ile karşılaşanların doktor tavsiyeleri doğrultusunda hareket etmeleri gerekir.

İnflamatuar Bağırsak Hastalığı Doğurganlığı Ne Derece Etkiler?

Ülseratif kolitli kadınlar, genellikle sağlıklı kadınlar kadar doğurgandır. crohn hastalığında ise, kadın doğurganlığı hakkındaki soruların yanıtı bu kadar net değildir.

Ülseratif kolitli hastanın tedavi gereği kalın bağırsağının hepsinin alınarak, ince bağırsağının da anal kanala bir cep şeklinde boşluk yaratılarak bağlandığı, total kolestomi ve ileo-anal poş ameliyatı olarak adlandırılan operasyon geçirdiği dönemde, karında büyük ameliyat yapıldığı için doğurganlığında geçici bir azalma görülebilir ama bu azalma genellikle geçicidir.

Haftalar veya aylar içerisinde doğurganlık normale döner. crohn hastalığında ise hastalığın aktif dönemlerinde ve büyük ameliyatlardan sonra doğurganlıkta sıklıkla azalma gözlenir. Her iki hastalıkta da aktif dönemlerinde görülebilen aşırı ve hızlı kilo kaybı amenoreye (adet görememe) sebep olabilir.

Hastalıkların çok şiddetli olduğu dönemlerde, hamileliğin en uygun koşullar sağlanana dek ertelenmesi önerilir, varsa ameliyat yaralarının iyileşmesi ve hastalığın aktif dönemden çıkması beklenir. Ayrıca unutulmamalıdır ki İBH hastalarındaki doğurganlıktaki azalma her zaman İBH’ye bağlı olmayabilir bu sebeple diğer olası sebepler de araştırılmalıdır.

İnflamatuar Bağırsak Hastalığı Hamilelik Sürecinde Bebeğin Sağlığını Nasıl Etkiler?

İBH hastalığı olan kadınların yaklaşık % 85’inin hamileliklerinin genellikle normal olduğunu gösterilmiştir. Crohn hastası veya ülseratif kolitli kadınların bebeklerinin sadece yaklaşık % 1’inde doğumsal anormallikler görülür.

Gebeliğin düşükle sonlanma riski de genelde artmamıştır. Bu oranlar, sağlıklı kadınlarda görülen oranlarla benzerdir. Gerçekte hamilelik ile ilgili veya bebeğin sağlığını etkileyen problemler veya komplikasyonlar, vakaların yaklaşık % 15’ inde görülür.

Ancak, gebelik, artmış hastalık aktivitesi döneminde meydana gelir ise kürtaj oranları, prematüre doğumlar ve diğer hamilelik sorunları önemli derecede artar. Mümkün olan durumlarda hamilelik başlangıcından önce aktif hastalık mümkünse tedavi edilmelidir. Örneğin, yakın gelecekte ameliyatın gerekli olduğu biliniyor ise operasyon hamile kalmadan önce yapılmalıdır.